Ertesi Güne Kalanlar - Zafer Koleji
06 09 2023

Ertesi Güne Kalanlar

Hayatın hızına yetişmeye çalışırken en son ertelediğiniz şey neydi? Sıkıcı bir telefon konuşması ya da uzun süredir gitmediğiniz sağlık kontrolü? En uzun süre erteleyebildiğiniz şey neydi? Spora yazılmak, yeni bir dil öğrenmek? Neredeyse hepimiz günlük yaşamımızı organize ederken yapılması gereken bazı işlerimizi erteliyoruz. Dolabını düzenleme, ameliyat olan akrabayı ziyaret etme, proje ödevine başlama, ay sonunda teslim edilmesi gereken günlük raporları yazma, bozuk kapı kolunu tamir etme… Hayat her zaman planladığınız gibi gitmiyor elbette bazı işlerin öncelik sırası değişebilir. Peki, ertelediğiniz tüm işleri yapmanız gereken daha acil işler olduğu için mi ertelediniz?

Ertelemek hepimiz için işleri sırasına koymak gibi görünse de bazıları için kabusa dönüşebilir. Günlük akışı kaosa dönüştürmeden önce erteleme türlerini ve nedenlerini ele almak gerekir. Erteleme davranışını pasif ve aktif olmak üzere iki farklı kategoride ele alabiliriz. Aktif erteleme davranışını gösteren insanlar işleri arasında öncelik sıralaması yapar, herhangi bir olumsuz duygudan kaçınma ya da motivasyon eksikliği yaşamadan, hatta zaman darlığı baskısını performanslarını iyileştirmede kullanarak erteleyen insanlardır. Araştırmalarda aktif erteleme davranışı gösteren insanların stres ve depresyon düzeyleri düşük çıkar. Ancak pasif erteleme davranışını gösteren insanlarda davranış aynı gibi görünse de süreç ve sonuç, aktif ertelemeden farklıdır. Pasif erteleme davranışı gösterenler; zamanı yönetmede zorlanan, kötümser inançlara sahip, becerilerini zayıf görme eğiliminde olan yüksek kaygı düzeylerine sahip kişilerdir. Bu kişiler çoğu zaman erteleme davranışlarını kendi iradelerinin dışında ortaya çıkan davranışlar olarak görür ve ertelenen işler için kısa bir süre için rahatlama hissetseler de uzun vadede bu işlerin kaygısını yaşamaya devam ederler. 

Pasif erteleme davranışını ortadan kaldırmak için önce kaynağını keşfetmek gerekir. Yazının başında düşündüğümüz erteleme davranışlarını ele alalım. Ertelediğiniz şeyi yaptığınızı hayal ettiğinizde ne hissettiniz? Örneğin sağlık kontrolü için randevu almak size zaman kaybı gibi geliyor olabilir. Hastane ortamını sevmiyor ya da fark edebildiğiniz sağlıkla ilgili olabilecek fiziksel bir belirti yaşamıyor olabilirsiniz. Bu durum motivasyon geliştirmenizi engelliyor ve başka çare kalmayana kadar ertelemenize yol açıyor olabilir. Pasif erteleme davranışlarında motivasyon önemli bir etkendir. İşler öncelik ya da önem sırasına göre değil ilgi ve isteklere göre sıralanır.

Kötü zaman yönetimi de pasif erteleme davranışına yol açabilir. Bu noktada günlük ritüellerinizde zaman ve dikkati çalan etkinliklere ne kadar sahip olduğunuz öncelikli olarak tespit edilmelidir. Bu etkinlikler çoğu zaman sosyal medya kullanımı, bir işe odaklanırken Tv izleme, müzik dinleme, gürültülü ortamda çalışma olabildiği gibi sadece düşünceleri kontrol etme boyutunda da olabilir. Bir işi bitirmeden diğer işleri kurgulama, anılara takılma ya da hayal kurma şeklinde de kendini gösterip zaman yönetiminde zorlanmanıza neden olabilir.

Pasif erteleme genellikle zaman yönetiminden ziyade duygu yönetimi sorunudur. Bizde kötü hisler uyandıran etkinliklerden kurtulma eğiliminde olmamız çok sağlıklı bir durumdur. Beyinde kurtulma isteğiyle ortaya çıkan optimum stres bizi harekete geçirir ve bu duygudan kurtulmak için işi tamamlamak isteriz. Ancak süreç her zaman böyle işlemez. Özellikle pasif erteleyiciler rasyonel olmayan inançlar geliştirir ve duygularını yönetemedikleri için bahaneler sunarak işlerini ertelerler. İşi tamamlayamayacaklarına, başarısız olacaklarına, yeteri kadar bilgi ve beceriye sahip olmadıklarına dair geliştirdikleri inançlar ile yaşadıkları kaygılar onları bitirmesi daha kolay işlere öncelik vererek devamlı erteleme yapmaya iter. Ancak bu erteleme işe ilişkin kaygılarının her geçen gün çığ gibi büyümesine neden olur. Yorgun olmak, saatin geç olması, aile-arkadaşlık ilişkileri, hava durumu dahi erteleme için geçerli bir sebep olabilir. Özellikle tamamlanması gereken belli bir zaman dilimi söz konusuysa nihayetinde erteleme için son gerekçe “ Zaten bu saatten sonra yetişmez.” olur. Başarısızlık kaygısının yanı sıra mükemmel olma kaygısı da pasif ertelemenin kaynaklarından biri olabilir. Yapılan işin tamamlanmasından çok kusursuz ve en iyisi olmasına odaklanmak ayrıntılarda kaybolmanıza ya da hiç işe başlamamanıza yol açar.

Erteleme davranışını azaltmak için önce geçmişe bir yolculuk yapalım. Ertelediğiniz işler yüzünden maddi ve manevi neler feda ettiğimizi düşünelim. Uykusuz kalınan geceler, ihmal edilen kişiler, gergin iletişim ve ilişki örüntüleri, kaçırılan akademik başarılar ya da kariyer fırsatları… Eğer ertelemenin bedelini hayatımız boyunca yeteri kadar ödediysek nereden başlayacağımıza karar verelim. “Önce kurbağayı ye” tekniği isminden de anlaşılacağı üzere bizi en çok rahatsız eden ya da yapması güç olan işi başlangıç noktası olarak işaret eder. Eğer yenilmesi gereken pek çok şey varsa ve en zor olan kurbağayı çoktan bitirmiş olmak motivasyonunuzu arttıracaktır.








İç sesiniz ayrı kulaklığınızdaki ses ayrı konuşurken, masaya oturup sayfa çıkarmak için açtığınız çekmecede bulduğunuz kalemlerin uçlarını açmaya başladığınız anda kendinizi yakaladıysanız eski bir oyun oynamanın vakti gelmiş demektir. “1-2-3,tıp!” Tıp dedikten sonra kimse konuşamaz ve ilginizi çekemez. Yapmanız gereken işe başlamak ve bitirene kadar oyunu kaybetmemek zorundasınız . Ayrıca bir işe ne zaman başlayacağına karar veremediyseniz hafta başını, yeni ayı, ya da tam ve buçuklu saatleri beklemenize gerek yok. Yapmanız gereken iş aklınıza geldiği anda saat 19:46 da olsa zihninizi oyalayan tüm uyarıcılara tıp deyip işe başlayın. Mutlaka ajanda ve hatırlatma panoları kullanın. Haftalık ve aylık önemli tarihleri not alın ve son tarihlerden önce işi tamamlamak için kendinizle yarışın. Özellikle pasif ertelemeden kurtulmak için sosyal destek alın, birlikte çalışma etkinlikleri düzenleyin ya da işi bitirmek için yardım isteyin. Çalışma esnasında aklınıza önemli bir şey gelebilir. Bu yüzden yakınınızda mutlaka not defteri bulundurun ve işiniz bittikten sonra düşünmek üzere not edin.

Küçük hedefler belirleyin ve kendinizi ödüllendirin. Yapması uzun süren bir işi günlere veya aylara bölerek tamamlamak için program oluşturun. Eğer günlük hedefinize ulaştıysanız ve hatta düşündüğünüzden erken bitirdiyseniz motivasyonunuz sizi yanıltmasın. Zamanınız olduğu için ertesi günün işlerini de halletmeye çalışmayın, mutlaka çalışma programına uyun ve hedefinizi gerçekleştirebildiğiniz için kendinizi hoşunuza gidecek bir etkinlikle ödüllendirin. Böylece motivasyonunuz günlük olarak ulaşılabilir noktada uzun süre kalacaktır.

Telefon ve internetten uzak kalın. Gerekirse çalışma esnasında bildirimlerinizi kapatın çünkü önemli bir mesaj gelmese dahi sevdiğiniz uygulamalardan gelecek bir bildirim ilginizin dağılması için yeterli olacaktır.

Bitirmeniz gereken işleri görmek kadar bitirdiğiniz işleri de not almak kendinize olan inancınızın artmasına yardımcı olacaktır. Bitirdiğiniz işleri görebileceğiniz bir yerde not alın ve ne kadar yol kat ettiğinizi izleyin. Yaptığınız işleri sevdiğiniz uyaranlarla ve ortamla eşleştirin. Okumanız gereken notlar varsa evin en sevdiğiniz yerinde başlayın, temizlemeniz gereken bir oda varsa en sevdiğiniz şarkılardan oluşan bir liste hazırlayın, çalışma masanıza kazanmak istediğiniz okulun fotoğrafını ya da işi tamamladığınızda kendinizi nasıl ödüllendireceğinize dair bir hatırlatmayı mutlaka koyun. Son olarak değişime yazıyı okuduğunuz gün başlayın ve başaramadığınız günler pes etmeyip tekrar deneyin.

Uzm.Psk. Burcu ÖZKAN